Serbest Bölge ve Transfer Fiyatlandırması

SERBEST BÖLGEDEN ELDE EDİLEN KAZANÇLAR VE TRANSFER
FİYATLANDIRMASI ;
Serbest bölgede faaliyet gösteren kurumlar vergisi mükellefleri ile kurumların serbest bölgede
faaliyet gösteren şubelerinin, merkezleri ile yurtiçi ve yurtdışında bulunan ilişkili kişilerle
yaptıkları işlemler, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine
tabidir.
Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükellefler açısından faaliyet ruhsatının alınış
tarihinin kurumlar vergisi istisnasının uygulanmasına etkisi bulunmamaktadır. Bu
mükelleflerin serbest bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları,
Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna
kadar kurumlar vergisi istisnası kapsamındadır.
Serbest bölgelerde faaliyette bulunmakla birlikte sadece mal alım/satımı ile uğraşan ticaret
şirketlerinin bu istisnadan faydalanma imkanları bulunmamaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde kurumlar vergisi mükelleflerinin
ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat
üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen
veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı hükme
bağlanmıştır.
İlişkili Kişi Bakımından Değerlendirme;
Kurumun veya ortaklarının idaresi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu
gerçek kişiler; ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak
etkisi bulunabilecek kurumun yönetim kurulu başkan ve üyeleri, genel müdürü, üst düzey
müdürleri, aynı düzeydeki yüksek memurları gibi şahısları ifade etmektedir.
Nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesi, kurumun ekonomik ve ticari
kararlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek şekilde sürekli bir iktisadi ilişki veya
devamlı borç para verme ya da alma ilişkisi içinde bulunduğu gerçek kişi veya kurumları
ifade etmektedir.
Bir gerçek kişi/kurum ile bir başka gerçek kişi/kurum arasında olağan ticari faaliyet
çerçevesinde sadece bayilik ilişkisinin bulunması durumunda söz konusu gerçek kişi veya
kurumlar bayiliğe ilişkin mal ve hizmetler bakımından ilişkili kişi kapsamında
değerlendirilmeyecek, bayiliğin konusunu oluşturan mal ve hizmet alım satımları dışındaki
işlemler bakımından ise ilişkili kişi kapsamında değerlendirilebilecektir. Ayrıca bayilik
ilişkisi dışındaki başka bir nedenle ilişkili sayılan kurum veya kişiler arasında bayiliğe ilişkin
mal ve hizmet alım satımı bakımından da ilişkinin varlığı kabul edilebilecektir.
Söz konusu gerçek kişi/kurumlar, bayiliğin konusunu oluşturan mal ve hizmet alım satımları
dışındaki işlemler bakımından ise ilişkili kişi kapsamında değerlendirilebilecektir. Bayilik
ilişkisi dışındaki başka bir nedenle ilişkili sayılan kurum veya kişiler arasında bayiliğe ilişkin
mal ve hizmet alım satımı bakımından da ilişkinin varlığı kabul edilebilecektir.

İlkbahar Mahallesi Galip Erdem Caddesi Sinpaş Kule 3 Kat: 17 No: 131 Çankaya / ANKARA
Telefon: 0312 219 44 40 / 0533 355 44 90 | E-posta: info@toprakdenetim.com
Emsallere Uygunluk İlkesi Açısından Değerlendirme;
Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında
uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak
fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir.
Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki
olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa
ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır.
Mal veya hizmetlerin nitelikleri:
Mal ve hizmetlerin alım ya da satımında malların fiziksel özellikleri, kalite ve güvenilirliği,
arz miktarı ve bulunabilirliği gibi özellikler; hizmetlerde hizmetin yapısı ve büyüklüğü gibi
özellikler; gayri maddi varlıklarda ise işlemin biçimi (satış, lisans gibi), malın tipi (patent,
marka, know-how gibi), garanti süresi ve kapsamı, malın kullanımından sağlanan faydalar
gibi özellikler önem taşımaktadır. Örneğin; bilinen bir marka ile üretim yapan bir kuruluşun
fiyatı ile aynı pazarda benzer özelliklere sahip bir ürünü üreten kuruluşun fiyatı “marka”
özelliği dikkate alınmadan karşılaştırıldığında, emsallere uygun fiyata ulaşmak mümkün
olmayacaktır.
Kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin tespitinde alınan riskler,
tasarım, üretim, montaj, araştırma ve geliştirme, hizmet, satın alma, dağıtım, pazarlama,
reklam, nakliye, finansman ve yönetim gibi işlevler kullanılabilecektir.
Bu çerçevede, ilgili tarafların gerçekleştirdiği temel işlevlerin tanımlanması gerekmektedir.
Ayrıca işlev analizi yapılırken, ilgili tarafların üstlendikleri risklerin de dikkate alınması
gerekmektedir. İlişkili kişiler arasındaki işlemlerde, tarafların üstlendikleri riskler koşulları
etkiliyorsa, işlev analizinde bu risklerin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bu nedenle, kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılmasında, üstlenilen riskler
arasında önemli farklılıklar varsa ve bunların düzeltimi mümkün değilse, karşılaştırılabilirlik
söz konusu değildir.
Karşılaştırmaları etkileyen risklere, pazar riski (girdi maliyetleri ve çıktı fiyatlarındaki
dalgalanmalar gibi), finansal riskler (faiz oranlarındaki ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar,
kredi riskleri gibi), araştırma ve geliştirme yatırımlarındaki başarısızlık riski, yatırımlarla,
kullanılan malzeme, tesis ve fabrikalarla bağlantılı zarar riski ile kredi riski örnek olarak
verilebilir.
Ekonomik koşullar:
İşlem konusu mal veya hizmet aynı olmasına karşın, pazardaki ekonomik koşullar farklıysa,
emsallere uygun fiyat farklı olabilecektir. Bu nedenle, karşılaştırma yapılırken pazar
koşullarının aynı olması ya da fiyat üzerinde etkisi bulunan farklılıkların düzeltimlerle
giderilebilir olması gerekmektedir. Karşılaştırma konusu olabilecek ekonomik koşullar
arasında coğrafi konum, pazar hacmi, pazardaki rekabetin boyutu, alıcı ve satıcının
pozisyonları, mal ve hizmetlerin benzerlerinin bulunabilirliği, bölgeler itibarıyla mal veya
hizmet arz ya da talep düzeyi, pazarda devlet tarafından yapılan düzenlemeler, arazi, işçilik ve
sermaye unsurlarını da içeren ürün maliyetleri, ulaşım masrafları, perakendeci ya da toptancı

İlkbahar Mahallesi Galip Erdem Caddesi Sinpaş Kule 3 Kat: 17 No: 131 Çankaya / ANKARA
Telefon: 0312 219 44 40 / 0533 355 44 90 | E-posta: info@toprakdenetim.com
olma koşulları, işlem tarihi, zamanı ve benzerleri sayılabilir. Örneğin; Türkiye’de tam
mükellef olan (A) Kurumu tarafından, (B) ülkesindeki ilişkili kuruma rekabet nedeniyle 100
TL’ye satılan bir ürün, Türkiye’deki ilişkisiz kuruma 150 TL’ye satılıyor ise, pazarın içinde
bulunduğu şartların fiyat üzerindeki önemli etkisinin düzeltimi gerekmektedir. Aksi halde,
yapılan işlemler karşılaştırılabilir nitelikte olmayacaktır.
Maliyet Artı Yöntemi
Piyasa şartları ve gerçekleştirilen işlevler dikkate alınarak ilgili mal ve hizmet maliyetlerinin
makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle bulunan tutar ilişkili kişilerle yapılan
işlemlerde emsallere uygun fiyat veya bedel olacaktır. Maliyete ilave edilecek kâr marjı
olarak yukarıda da belirtildiği gibi, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin
olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı brüt kâr marjı kullanılacaktır..
Kurumların maliyetleri belirlenirken; mal veya hizmetin üretilmesi için yapılan doğrudan ve
dolaylı harcamalar dikkate alınacaktır. Diğer taraftan, maliyetler belirlenirken faaliyet
giderlerine de yer verilmesinin zorunlu olduğu durumlarda, brüt kâr marjının hesabında bu
giderlerin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu çerçevede, maliyet unsurları içinde yer alan
faaliyet giderlerinin, söz konusu işlemle ilgili olmak kaydıyla, en uygun kıstasa göre
maliyetlerle ilişkilendirileceği tabiidir.
Hazine Zararı Açısından Değerlendirme;
Hazine zararı, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller
nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi
toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesini ifade etmektedir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13 üncü maddesinin yedinci fıkrasında, tam mükellef kurumlar
ile yabancı kurumların Türkiye’deki iş yeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi
kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak
dağıtıldığının kabulü hazine zararının doğması şartına bağlanmaktadır.
Buna göre,
– İki tam mükellef kurum arasında,
– Bir yabancı kurumun Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcisinin bir diğer yabancı
kurumun Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi arasında,
– Tam mükellef kurum ile yabancı kurumların Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcileri
arasında ilişkili kişi kapsamında yurt içinde gerçekleştirilen işlemlerde hazine zararının
bulunmaması durumunda, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı söz konusu
olmayacaktır.
Dolayısıyla,
– Yukarıda belirtilen kurumlar arasında ilişkili kişi kapsamındaki işlemin yurt içinde
gerçekleştirilen bir işlem olması,
– Emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedelle işlem yapılmış
olması,
– Bu işlem sonucunda Hazine zararının bulunması durumunda transfer fiyatlandırması
yoluyla örtülü kazanç dağıtımı söz konusu olacaktır.