10.09.2018 Vergi Bülteni

Özel Esaslara Tabi Mükelleflerin KDV Artırımı ile Genel Esaslara Dönebilmesine İlişkin KDV Tebliği Yayımlanmıştır

6 Eylül 2018’de yürürlüğe giren 20 no’lu KDV Tebliği ile 7143 sayılı Kanun kapsamında KDV artırımında bulunan mükelleflerin özel esaslar karşısındaki durumuna ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

  • Tebliğ’e göre Aralık/2017 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında;
  • Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu,
  • Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,
  • Beyanname vermeme,
  • Adresinde bulunamama,
  • Defter ve belge ibraz etmeme,

olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerin;

  • 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 7143 sayılı Kanunun kapsamında KDV artırımında bulunması,
  • Artırım tutarının tamamını ödemesi,
  • Taksit uygulamasından faydalanan mükellefin, hesaplanan tutarların tamamı ile bir taksite ait tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu, devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat göstermesi halinde,

“Özel Esaslara” tabi mükelleflerin, ödemenin yapıldığı tarihte ya da teminat verildiği tarihte genel esaslara dönüşü sağlanacaktır.

  • Teminat gösteren mükelleflerin 7143 sayılı Kanunun verdiği haktan daha fazla taksiti aksatmaları halinde, ödenmemiş taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun tamamı teminatın paraya dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilir.
  • Daha önce 6736 sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu kapsamında 2013, 2014 ve 2015 yılları için KDV artırımında bulunan mükelleflerin, söz konusu yıllar için yeniden artırımda bulunulması şart değildir. Yararlanma koşullarının yerine getirilmiş olması halinde genel esaslara dönüş sağlanacaktır.

Ancak 6736 sayılı Kanun’un yararlanma koşulları ihlal edilmiş ise 7143 sayılı Kanunun kapsamında KDV artırımında bulunulması gerekmektedir.

  • 7143 sayılı Kanun kapsamında KDV artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkan mükellefler, artırımda bulunulan yıllar için yukarıda sayılan olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara alınmazlar.
  • Özel esaslar kapsamında olmadığı halde KDV artırımda bulunan mükellefler;
  • Artırımda bulundukları yıllarda, alım yaptıkları mükelleflerle ilgili olumsuz tespit bulunması halinde özel esaslara alınmazlar.
  • Alım yapılan mükelleflerde sahte belge kullanma tespiti olması halinde KDV Genel Uygulama Tebliğinin IV/E-5 “İşlemin Gerçekliğinin İspatı” bölümündeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki döneme devreden KDV’den düzeltilmesi sonucunda, artırımda bulunulmayan yılda tarhiyat yapılması gerekiyorsa, mükellef özel esaslara alınmasa dahi düzeltme işlemi yapılacaktır.​

Buna göre, özel esaslarda yer almayan mükellefler de, (2013 – 2017 yıllarında KDV artırımı yapması halinde) daha sonra yapılan incelemelerde, alım yaptıkları firmalarda tespit edilecek olumsuzluklar nedeniyle özel esaslara alınmayacaklardır. Ancak, alım yapılan firma hakkında sahte belge kullanma fiilinin tespit edilmesi halinde, işlemin gerçekliğinin ispat edilmesi gerekecektir.

  • Yukarıda belirtilen sebepler dışındaki sebeplerden özel esaslarda yer alan mükelleflerin, KDV artırımı yapması bu mükelleflerin genel esaslara dönmesini sağlamayacaktır.
  • 7143 sayılı Kanun kapsamında KDV artırımında bulunduğu için özel esaslardan genel esaslara dönüş sağlanan mükelleflerin iade taleplerinde, haklarında olumsuz tespit bulunan mükelleflerden alımlarının bulunması halinde, KDV Genel Uygulama Tebliğinin IV/E-11 “Doğrudan Mal veya Hizmet Temin Ettikleri Mükellefler Hakkında Olumsuz Rapor veya Tespit Bulunanlar” bölümünde belirtilen hükümler uygulanır.

Buna göre; KDV artırımı yapılması, iade talebi bulunan firmaların kendisi özel esaslarda ise olumlu etki yaratırken, alım yaptığı firmalar nezdindeki olumsuz tespitlere etkisi olmayacaktır.

  • 7143 sayılı Kanun’un 5. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında yer alan mükelleflerden VUK 359 (b) fıkrasında yer alan;
  • Defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya
  • Defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya
  • Belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme,

fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesinin tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığı tespit edilemeyenler de haklarında yürütülen incelemelerin sonuçlanmasını müteakip mezkûr fıkrada belirlenen süre ve şekilde KDV artırımında bulunmaları halinde Tebliğ hükümlerinden yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda yararlanacaktır.

 

Tecil Faiz Oranı Yıllık %22’ye Çıkarılmıştır

6 Eylül 2018’de Tahsilat Genel Tebliği” yayımlanmış ve 21.10.2010 tarihinden itibaren yıllık %12 olarak uygulanan tecil faiz oranı 6 Eylül’den geçerli olmak üzere yıllık %22 olarak belirlenmiştir. 

6 Eylül’den önce yapılan müracaatlara dayanılarak tecil edilecek olan amme alacakları ile bu tarihinden önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan amme alacaklarına tecil şartlarına uygun olarak ödendikleri sürece müracaat tarihlerinden itibaren eski tecil faizi oranı (%12) uygulanacaktır.

Aynı şekilde, 6 Eylül’den önce tecil talebinde bulunulmuş ve talep kabul edilerek tecil edilmiş amme alacaklarına yönelik tecilin ihlal edilmiş olması ancak, yeni talepler üzerine yeniden tecil yapılması (tecilin geçerli sayılması) halinde, 6 Eylül’e kadar eski tecil faizi oranı (%12), bu tarihten sonra ödenmesi gereken taksit tutarlarına ise %22 tecil faizi oranı uygulanacaktır.

Diğer taraftan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48/A maddesine göre tecil edilen alacaklar için hesaplanan tecil faizi oranı da söz konusu tebliğle belirlenen oran ve uygulama esasları dikkate alınarak tespit edilecektir.

 

 

Gecikme Zammı Oranı Aylık %2’ye Çıkarılmıştır

5 Eylül 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 62 Sayılı Karar ile gecikme zammı oranı 5 Eylül’den geçerli olmak üzere aylık % 2’ye çıkarılmıştır. Söz konusu karar ile 19.10.2010 tarihinden itibaren %1,40 olarak uygulanan gecikme zammı oranı 5 Eylül’den geçerli olmak üzere aylık % 2 olarak yeniden belirlenmiştir.

Ayrıca Vergi Usul Kanunu uyarınca gecikme faizi ve pişmanlık zammı oranı, gecikme zammı oranına atıfta bulunarak uygulandığından, gecikme faizi ve pişmanlık zammı oranı da 5 Eylül’den geçerli olmak üzere aylık % 2 olarak uygulanacaktır.

5 Eylül’den önce vadesi geldiği halde bu tarihe kadar ödenmemiş olan amme alacaklarının bu tarihten itibaren ödenecek kısımlarına ve 5 Eylül’den itibaren vadesi geldiği halde vadelerinde ödenmeyen amme alacaklarına her ay için ayrı ayrı %2 oranında gecikme zammı uygulanacaktır.

Diğer taraftan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre, ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesaplandığından, 5 Eylül’den itibaren (bu tarih dahil) günlük gecikme zammı oranı (2/100/30=)0,000667 olarak uygulanacaktır.

 

İhracat Bedellerinin Türkiye’ye Getirilme Zorunluluğu Getirilmiştir

 

2018-32/48 sayılı “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ” ile geçici süreliğine (4 Eylülden itibaren 6 ay süre ile) ihracat bedellerinin yurda getirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

 

  • Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilecek veya getirilecektir.

 

  • Bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyecektir. Söz konusu bedellerin en az yüzde 80’inin bir bankaya satılması zorunludur.

 

  • İhracat bedelleri, akreditifli, vesaik mukabili, mal mukabili, kabul kredili akreditifli, kabul kredili vesaik mukabili, kabul kredili mal mukabili ödeme ve peşin ödeme şeklinde getirilebilecektir.

 

  • İhracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esastır. Ancak Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilebilecektir.

 

  • İhracat bedeli yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi mümkündür. Bu durumda gümrük idarelerine beyan edilmesi gerekmektedir.
  • Peşin döviz karşılığında yapılan ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi zorunludur.

 

  • Tamamı tek seferde iade edilmeyen veya süresi içinde ihracatı gerçekleştirilemeyen peşin dövizler prefinansman hükümlerine tabidir.
  • Yurt dışına müteahhit firmalarca yapılacak ihracatın bedelinin 365 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

 

  • Konsinye yoluyla yapılacak ihracatta bedellerin kesin satışı müteakip; uluslararası fuar, sergi ve haftalara bedelli olarak satılmak üzere gönderilen malların bedellerinin ise gönderildikleri fuar, sergi veya haftanın bitimini müteakip 180 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

 

  • Yurt dışına geçici ihracı yapılan malların verilen süre veya ek süre içinde yurda getirilmemesi veya bu süreler içerisinde satılması halinde satış bedelinin süre bitiminden veya kesin satış tarihinden itibaren 90 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

 

  • İhracat Rejimi ve Leasing Mevzuatı çerçevesinde kredili veya kiralama yoluyla yapılan ihracatta, ihracat bedelinin kredili satış veya kiralama sözleşmesinde belirlenen vade tarihlerini izleyen 90 gün içinde yurda getirilerek bankalara satılması zorunludur.

 

İhracat işlemlerinde sorumluluk

  • İhracatçılar, ihraç edilen mal bedellerinin süresinde yurda getirilmesinden, bankalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından sorumludur.

 

  • İhracat ile ilgili alacak hakkının bankalar veya faktoring şirketlerince satın alınması durumunda;  ihracat bedelinin yurda getirilmesi ile ilgili sorumluları Hazine ve Maliye Bakanlığı belirleyecektir.

 

  • İhracata aracılık eden bankalar, ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izlemekle yükümlüdür.

 

İhracat bedelinden indirimler

  • İhracat Bedellerinden ihracatla ilgili navlun, sigorta primi, komisyon, ardiye depolama, faktoring masrafları gibi sayılan giderler ilgili bankaca mahsup edilebilecektir.

 

  • Mal ihraç ve ithalinde, tarafların aynı kişiler olması ve ihraç bedellerinin yurda getirilme süresi içinde kalınması şartı ile, mal ihraç ve ithal bedelleri bankalarca mahsup edilebilecektir.

 

  • Bedel getirme süreleri içinde yurda getirilen ihracat bedelleri; ihracatçının ithalat bedelleri, sermaye hareketlerine ilişkin ödemeleri, görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ve transit ticaretinin alış bedelleri bankalarca mahsup edilebilir.

 

Hesap kapatma

  • Mal ihracında, süresi içinde gelen ihracat bedelleri ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılır.

 

  • Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalar tarafından 5 iş günü içinde ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilir.

 

  • İlgili Vergi Dairesi Başkanlığı veya Vergi Dairesi Müdürlüğü, ihbarı müteakip 10 iş günü içinde ilgililere hesapların kapatılması için 90 gün süreli ihtarname gönderir.
  • 90 gün içinde hesapların kapatılması veya mücbir sebep hallerinin ya da haklı durumun belgelenmesi gereklidir.

 

  • Mücbir sebeplerin varlığı halinde, 6 aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir.

 

  • Mücbir sebep halleri dışında kalan Haklı Durumların varlığı halinde, hesapların kapatılmasına ilişkin 6 aya kadar olan ek süre talepleri ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, altı aylık süreden sonraki ek süre talepleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

 

Mücbir sebep halleri

Vergi Dairesi Başkanlıkları veya Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından kabul edilebilecek mücbir sebepler aşağıdaki gibidir:

 

  • İthalatçı veya ihracatçı firmanın infisahı, iflası, konkordato ilan etmesi veya faaliyetlerini daimi olarak tatil etmesi, firma hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi, şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,
  • Grev, lokavt ve avarya hali,
  • İhracatçı veya ithalatçı memleket resmi makamlarının karar ve işlemleri ya da muhabir bankaların muameleleri dolayısıyla hesapların kapatılmasının imkânsız hale gelmesi,
  • Tabii afet, harp ve abluka hali,
  • Malların kaybı, hasara uğraması veya imha edilmesi,
  • İhtilaf nedeniyle dava açılması veya tahkime başvurulması,

 

 

Terkin

Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla;

 

  • 100.000 USD’yi aşmamak üzere, (mücbir sebep  dikkate alınmaksızın) beyannamede yer alan bedelin %10’una kadar noksanlığı olan  ihracat hesapları doğrudan bankalarca,

 

 

 

  • 200.000 USD’yi aşmamak üzere, (mücbir sebep halleri dikkate alınarak) beyanname yer alan bedelin % 10’una kadar açık hesaplar ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce,

 

terkin edilmek suretiyle kapatılır.

 

 

  • Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla, 200.000 USD’yi aşan noksanlığı olan açık hesaplara ilişkin terkin talepleri (mücbir sebepler ile haklı durumlar dikkate alınarak) Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

 

 

& Tebliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde (4 Eylül 2018 – 4 Mart 2019) fiili ihracı gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedel getirme süresi Tebliğin yürürlükten kalktığı tarihten (4 Mart 2019) sonra sona ermesi halinde Tebliğ hükümleri uygulanmaya devam edilir.

& Fiili ihracı 4 Eylül 2018’den önce gerçekleşen; ancak ithalatçı tarafından ödemesi bu tarihten sonra gerçekleştirilerek yurda getirilen ihracat bedellerinin %80’inin bankaya satılması zorunlu değildir. Zorunluluk 4 Eylül 2018 tarihinden itibaren gerçekleştirilen ihracatlara ilişkindir.

&  Fiili ihracı 4 Eylül 2018’den sonra gerçekleştirilen ve bedel getirme süreleri içinde yurda getirilen ihracat bedellerinin; ihracatçının ithalat bedelleri, kredi ve benzeri sermaye hareketlerine ilişkin ödemeleri, görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ve transit ticaretinin alış bedeli ile söz konusu süreler içinde ihracat bedellerinin alışı yapılmadan önce bankalarca mahsup edilmesi mümkündür.

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir